Sepsis; batı ülkelerinde prostat kanseri, meme kanseri ile HIV/AIDS’den daha fazla ölüme ve her yıl 5 milyondan fazla yenidoğan, çocuk ölümüne de sebep oluyor.
Girne Amerikan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı, Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Başustaoğlu, Antalya’da gerçekleştirilen 37'inci Türk Mikrobiyoloji Kongresi’nde; Türkiye'de önemli digital sağlık platformlarından biri olarak kabul edilen "Medikal Akademi"nin sepsis ile ilgili sorularını yanıtladı.
Prof. Dr. Ahmet Başustaoğlu; "Sepsis; meme kanseri ve HIV/AIDS’in toplamından daha fazla ölüme sebep oluyor"
Sepsisin, vücutta birbirinden çok uzak bölgelerde yer alan ve vücudun savunma mekanizmasını oluşturan hücre ve dokuların ortadan kaldırabileceği kapasitesinin üzerindeki mikroorganizma varlığı ile ortaya çıkan, ağır bir klinik tablo olduğunu anlatan Prof. Dr. Başustaoğlu; "Sepsis, vücudun enfeksiyona verdiği cevap ile, kendisini gösteren bir hastalıktır. Cevabı ise, kendi doku ve organlarına zarar vermek şeklinde olabilir. Enfeksiyon, Hastanın dolaşım sistemi yani kan yolu ile diğer organlara ulaşır.Bu durumda, tüm organlar tehlike altındadır. Öyle ki sepsis, bazı vakalarda; akut organ fonksiyon bozukluğuna yani, ağır sepsis, ya da organ fonksiyon bozukluğuna eşlik eden hipotansiyona ki,septik şoka doğru ilerleyebilir. Tüm dünyada, sepsis nedeniyle; her yıl yaklaşık 20.000 ölüm görülmektedir. Sepsisin ilerlemesi, büyük oranda enfeksiyonun ilk saatlerindeki tedavinin, hızı ve doğruluğu ile belirlenir." sözleri ile hastalık hakkında bilgi verdi.
SEBEP; BAKTERİ VE MANTAR DAHİL OLMAK ÜZERE, ÇEŞİTLİ ENFEKSİYON AJANLARI
Sorulan sorulardan birine verdiği yanıtta, sepsise sebep olabilecelek etmenler hakkında da; "hem bakteriler hem de mantarlar dahil olmak üzere, çeşitli enfeksiyon ajanlarına bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bakteriyel vakalar, en sık rastlanan vakalardır. Enfeksiyon ile savaşmak üzere harekete geçen bağışıklık sistemi, septik semptomlara sebep olan hasarı ortaya çıkarır. Bağışıklık sistemi örneğin; enfeksiyona neden olan bakteri ile savaşırken, organa zarar verir. En sonunda organ yetmezliğine yol açar. Sepsis ile sonuçlanan enfeksiyonların en sık rastlanan birincil kaynakları, idrar ve üreme yolları ve solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Sık rastlanan diğer enfeksiyon alanları; karın, abseler ve yara ya da cerrahi kesilerdir. Santral kateter kaynaklı kan dolaşımı enfeksiyonları da önemli enfeksiyonlar olup, enfeksiyon ajanları kan dolaşımına, damar içi araçlar yoluyla girebilir." şeklinde ifadeler kullanan Prof. Dr. Ahmet Başustaoğlu, sepsis tanısında altın standartın; kan kültürü testi olduğunu vurguladı.
Kan kültür testinin, hastalığa sebep olan mikroorganizmanın laboratuar şartlarında üretilmesi ve adının konması olduğunu kaydeden GAÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Başustaoğlu, "Başka bir deyişle, kültür testinde bizler; enfeksiyona sebep olan mikroorganizmayı hızlı bir şekilde deşifre etmiş oluruz." dedi.
Yorum Yazın