Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Yönetim Kurulu’ndan yapılan yazılı açıklamada, dünya bir buçuk yıla yakın zamandır SARS CoV-2 virüsü ve neden olduğu COVID 19 hastalığı ile mücadele edildiği belirtildi.
“Başlangıçtan bugüne bilgilerimiz çoğalıp değişmekle birlikte hastalığa sebep olan virüsün solunum yolları ile insan vücuduna girerek hiçbir belirti göstermeyen asemptomatik tablodan ciddi solunum yetmezliği ve ölüme kadar değişen bir klinik spektrumda seyredebildiğini en baştan beri biliyoruz.” ifadeleri kullanılan açıklamada, yine virüsün enfekte olan kişilerin konuşması, hapşırması, öksürmesi gibi eylemleri ile solunum yollarından yayılan damlacıkların yani içinde virüsü ihtiva eden zerreciklerin yakında bulunan sağlıklı kişilerin ağız, burun, göz gibi solunum yolları ile ilişkili yerlerine soluk almakla veya doğrudan temasla girmesi ile bulaşabileceğinin bilindiği kaydedildi.
Damlacıklar ağır olduklarından havada uzun süre asılı kalmayıp yüzeylere düştüklerinden ve belli bir süre yüzeylerde canlılıklarını koruyabildiklerinden ellerle bu enfekte yüzeylere dokunup sonra da elleri yıkamadan ağız, burun veya gözlerle temas edildiğinde de yine virüsle bulaşma riski bulunduğu anlatılan açıklamada, bireylerin başkalarıyla karşılaştığı zamanlarda yapması gerekenler şöyle sıralandı:
MASKE, 1.5-2 METRE MESAFE, ELLERİ SIK SIK YIKAMA VEYA DEZENFEKTE ETME
“Damlacıklar yolu ile virüsle bulaşmamak için solunum yollarımızın girişi olan ağız ve burnumuzu kapayacak şekilde yüz maskeleri takmamızın; direk temasla virüse bulaşmamak için başkaları ile aramıza damlacıkların savrulabileceği mesafe olan 1.5-2 metrelik bir mesafe bırakmanın; ellerimizle dokunarak virüsle bulaşmış enfekte yüzeylerden aldığımız virüsü ağız, burun ve gözlerimize dokunmak yolu ile vücutlarımıza almaktan korunmak için sık sık ellerimizi yıkamanın veya dezenfekte etmenin önemini hepimiz öğrendik.”
Açıklamada, yapılan araştırmalarda bu bilgilerin yanı sıra SARS-CoV-2 virüsünün enfekte kişilerden damlacıklar ile aynı şekilde yayılan ama damlacıklardan daha hafif ve küçük olması nedeni ile havada 3 saate kadar asılı kalabilen ve saniyede 2 metreye kadar hareket edebilen aerosollar ile de bulaşabildiğinin gösterildiği kaydedildi.
Bu aerosolların hafiflikleri nedeni ile kısa sürede yere düşmeyip havada asılı kaldıkları ve hızlı yer değiştirebildikleri için kapalı alanlardaki esas bulaş kaynağının oluşturulduğu belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Günümüzde bilim çevrelerinin ortak görüşü COVID 19 vakalarının çok büyük çoğunluğunun kapalı mekânlarda gerçekleşen bulaşmalar nedeni ile görüldüğü yönündedir. Cambridge Üniversitesi ve Imperial College of London araştırmacılarının yaptığı çalışmaya göre yukarıda anlattığımız özelliklerinden dolayı virüs içeren bu aerosolların açık mekânlarda hava akımları ile hızla dağılırken yeterli havalandırılmayan kapalı mekânlarda sosyal mesafe korunsa bile ayrıca maske takılmadığı sürece bulaşa sebep olabileceği gösterilmiştir. Yani kapalı mekânları sık sık ve yeterli derecede havalandırmak için pencere ve kapıları açmalı, dışardan temiz havanın girmesini sağlamalıyız. Kapalı alandaki kişi sayısı ne kadar fazla ise ortama dışardan temiz hava girişini de o derece sıklıkla yapmalıyız. Yine kapalı mekânlarda başkaları ile aramıza 2 metrelik mesafe koymamız, özellikle uzun süreli sohbetlerde yeterli olmayacağından, yanı sıra ağız ve burnumuzu uygun şekilde kapatan bir yüz maskesi kullanmamız da gerekecektir.”
KLİMA KULLANIMINA DİKKAT…
Yaklaşan sıcak yaz aylarında serinlemek için kapalı alanlarda klimaların kullanımı konusunda da dikkat edilmesi gereken noktalar olduğu kaydedilen Tabipler Birliği açıklamasında, riskin azaltılması amacıyla her türlü ortam için ilk tercihin doğal havalandırma olması ve imkan varsa pencere ve kapıların sık sık açılarak ortamın yeterli havalandırılmasının sağlanması gerektiği belirtildi.
Açıklamada dikkat edilmesi gerekenler şöyle sıralandı:
“AVM, konferans salonu, hastane, bazı restoranlar gibi büyük kapalı alanlarda kullanılan merkezi havalandırma sistemleri dışarıdan taze hava girişine müsaade edecek şekilde ayarlanmalıdır, aksi takdirde bir noktadaki olası virüsün tüm ortama hızla yayılmasına neden olabileceğinden oldukça risklidir. Havalandırma sistemlerinin filtrelerinin sık sık temizlenmesi de dikkat edilmesi gereken bir noktadır.
Yine birçok farklı kişinin bir arada bulunduğu işyerleri, restoranlar, kafeler, okullar gibi ortak kullanılan kapalı alanlarda salon tipi klimaların ve vantilatörlerin kullanımı mümkünse önerilmemektedir. Bu gibi alanlarda salon tipi klimalar veya vantilatörler kullanılmak zorunda kalınırsa ortamda bulunan tüm kişilerin yüz maskesi kullanması, kişi sayısının sınırlı tutulması ve akımın direk insanların üzerine gidecek şekilde olmaması gerekmektedir.
Evlerimizde sürekli olarak birlikte yaşadığımız kişiler ile birlikteyken salon tipi klimalar veya vantilatörleri kullanabiliriz. Ancak yine de sık sık pencere ve kapıları açarak temiz hava girişine olanak sağlamamız önerilmektedir.”
VAKALARIN YARISINDAN FAZLASI EV VE AİLE ORTAMINDAN BULAŞTI
Ülkede bugüne kadar saptanan toplam 6 bin 717 vakanın bulaşma kaynakları incelendiğinde kaynağı belirsiz vakaların dışındakilerin yarısından fazlasının ev ve aile ortamından virüsle bulaştığının gösterildiği kaydedilen açıklamada, bayramların toplum için özel zamanlar olmasının yanında büyükleri ziyaret etme ve aile buluşmaları anlamında da önemli olduğu fakat yaklaşan bayram dolayısı ile açıklanacak toplumsal tedbirlerin yanı sıra bireysel tedbirlerin öneminin bir defa daha hatırlatılmasında yarar görüldüğü kaydedildi.
“BAYRAMDA MÜMKÜN OLDUKÇA AÇIK ALAN KULLANIN”
Bayram boyunca mümkün oldukça açık alanları kullanmaya, bunun mümkün olmadığı durumlarda bulunulacak kapalı mekânları sık sık havalandırmaya, kişi sayısını sınırlı tutup, 2 metrelik mesafeyi korurken ayrıca uygun şekilde maske kullanmaya da özen gösterilmesi gerektiğine vurgu yapılan açıklamada, özellikle ortak kullanım yüzeylerinin sık sık dezenfeksiyonuna ve ellerin sabun ve suyla yıkanmasına veya dezenfekte edilmesine dikkat edilmesi uyarısı yer aldı.
Yorum Yazın