Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye'de DEAŞ terör örgütü var fakat Suriye'nin kuzeyinde de bir başka terör örgütü var. Bu terör örgütü de Türkiye'deki malum PKK terör örgütünün bir yan kuruluşu. PYD/YPG terör örgütü şu anda Amerika'nın Rakka operasyonunda DEAŞ terör örgütüne karşı birlikte mücadele verdiği bir başka terör örgütü. Demokrasiye inanmış bir ülkenin, bir terör örgütüyle iş birliği yaparak, bir başka terör örgütünü yok etmesini ben anlayamıyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York Plaza Otel'de, Birleşmiş Milletler (BM) Kentler ve İklim Değişikliği Özel Temsilcisi ve eski New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg tarafından düzenlenen "Bloomberg Küresel İş Forumu"nda soruları yanıtladı.
Dünyanın önde gelen iş forumlarından en prestijlisi olarak bilinen "Bloomberg Küresel İş Forumu"nda bugün, Bloomberg Kanalı'nın sahibi Michael Bloomberg, eski ABD Başkanı Bill Clinton, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Hollanda Başbakanı Mark Rutte ve Apple Ceosu Jimm Cook bir konuşma yapacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sonra da İtalya Başbakanı Paolo Gentiloni söz alacak.
Program moderatörü John Mickletheait'in "Türkiye, Suriye sınırından içeri çok sayıda askerini soktu, askeri bir operasyon gerçekleştirdi. Askerlerinizi geri çekmek için Bir tarih sınırınız var mı?" şeklindeki sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'nin, Türkiye'ye 911 kilometre sınırı olan ve hemen yanı başında Irak'a sınırı bulunan bir ülke olduğunu belirtti.
Erdoğan, yaklaşık 7 yıllık süreç içerisinde Suriye'nin başındaki Esed'in, 1 milyona yakın vatandaşını öldürdüğünü anımsatarak, "Bu bir devlet terörüdür ve bu devlet terörü karşısında dünya sessiz kaldı. Burada Türkiye olarak komşumuz olması sebebiyle hatta akrabalık bağlarının olması hasebiyle Türkiye olarak da biz sessiz kalamazdık. Buna defaatle Esed'e uyarılarımız olduğu halde, dostluğumuzu bu noktada fırsat bilerek bu uyarıları yaptığımız halde, değişen bir şey olmadı." ifadesini kullandı.
Gerek dost ülkeler gerekse de uluslararası kuruluşların da bunu gündeme getirdiğini ifade eden Erdoğan, çözüm bulmanın önemine değinerek, sonunda Türkiye olarak müdahil durumunda kalındığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika ile Obama döneminde birçok görüşmeler yapıldığını fakat istenilen neticenin alınamadığını vurguladı.
"Rusya ile yaptığımız görüşmelerde şu anda bir neticeye varıyoruz, diyebilirim." ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"En azından biz Cerablus, Rai, Dabık orada 12 bin kilometre karelik alanda şu anda bir sükuneti sağladık. Yaklaşık 100 bin orada yaşayan halk, Türkiye'den tekrar topraklarına dönme imkanını buldu. Orada adeta bir güvenlik, güvenliğin yanında okullarda, sağlık kuruluşlarında bazı adımlar atıldı. Ve Suriye'nin o bölgede yaşayan halkı bir huzur bulmuş oldu. Şu ana kadar bizim Suriye'ye verdiğimiz destek 30 milyar doları buldu. Bize Avrupa Birliği (AB) verdiği sözü tutmadı. Şu anda kadar Avrupa Birliği'nin bize verdiği söz 3+3, 6 milyar avroydu. Fakat bize gelen destek yaklaşık 820 milyon avroydu.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Komiserliği'nden ciddi bir şey var mı? Maalesef, buradan da gelen 520 milyon dolar civarında bir destek. Biz, buna rağmen Suriye'ye yardım elimizi uzattık, şu anda 3 milyon mülteciye biz ülkemizde 260 bini çadır, konteyner kamplarda olmak üzere bakıyoruz, bakmaya da devam edeceğiz. Çok farklı bazı çıkış yollarını da arıyoruz, aramaya devam edeceğiz."
Erdoğan, "Ortadoğu'da bir şey yapmak istiyorsanız Rusya ile konuşmalısınız, çünkü 'Amerika etkili değil izlenimi' var. Buna katılıyor musunuz?" şeklindeki soru üzerine, şunları söyledi:
"Şu anda tabii Sayın Donald Trump döneminde de gündeme geldi fakat burada açık, net bazı şeyleri söylemem lazım ki bunu ekranları başında bizi izleyenler öğrenmeli. Suriye'de bir DEAŞ terör örgütü var fakat Suriye'nin kuzeyinde de bir başka terör örgütü var. Bu terör örgütü de Türkiye'deki malum PKK terör örgütünün yan kuruluşudur. Ve PYD, YPG terör örgütü şu anda Amerika'nın Rakka operasyonunda, DEAŞ terör örgütüne karşı birlikte mücadele verdiği bir terör örgütüdür.
Demokrasiye inanmış bir ülkenin, bir terör örgütüyle iş birliği yaparak, bir başka terör örgütünü yok etmesini ben anlayamıyorum. Çünkü biz bir demokratik hukuk devleti olarak Amerika ile şunu konuştuk, gelin, bu işi beraber yapalım. Ve biz iki tugayımızı bu iş için tahsis etmeye hazır olduğumuzu söylediğimiz gibi Özgür Suriye Ordusu ile bir Rakka operasyonu yapar, DEAŞ'ı temizleriz. Cerablus, Rai, Dabık 2 bin kilometrekarelik alanda 3 bin DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirdik, diğerleri kaçıp gittiler, demek ki olabiliyor, bu yapılabiliyor, kimseden de destek almadan bunu yaptık. Rakka'da da biz bunu rahat rahat yapardık. Niçin, bir terör örgütüyle iş birliği yaparak, bir başka terör örgütüne karşı mücadele versin demokrasiye inanmış bir ülke?"
Obama ile Trump'ın karşılaştırıldığında, Trump'ın daha ilgili olduğunun söylendiği belirtilerek, kendisinin bu konudaki düşüncesinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Doğrusu onu tartma gibi bir gayretin içerisine girmem, ben sadece inandığım doğruyu burada söylüyorum. Bu inandığım doğru üzerinden ekranları başında bizi izleyenler, kim kimdir, kim burada daha etkindir, bunu onlar tercih etmeli. Fakat ben Sayın Donald Trump'a, tüm heyetine inandıklarımı söyledim. Yarın yine beraber olacağız, bunları yine beraber değerlendireceğiz. Temenni ederim ki ortak doğrularda birleşir, ortak doğrularda birleşmek suretiyle adım atarız." değerlendirmesinde bulundu.
Bu arada çok ilginç bir şeye değineceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle sürdürdü:
"Mesela Irak'tan, Suriye'deki bu terör örgütlerine gelen destek 3 bin tırı aşmıştır. Burada tanklar var, toplar var, ağır zırhlı araçlar var, mühimmat var, 3 bin tırın üzerinde. Ben, Türkiye olarak düşünüyorum, Kuzey Suriye'ye gelen bütün bu ağır silahlar, yarın bana karşı kullanılmayacağını kim garanti edebilir?
Bize şu söyleniyor, 'biz bunların seri numaralarını alıyoruz, bu seri numaraları almak suretiyle DEAŞ'ı temizledikten sonra biz bu silahları alacağız.' Şimdi, ben burada bir gerçeği söylemek durumundayım o da şudur, Sayın Bush döneminde aynı durumu yaşadım. O zaman da yine aynı şeyler söylendi bize. Dendi ki 'Kuzey Irak yerel yönetiminin şu andaki, o zamanki ekiplerine verilen desteklerin, silahların seri numaraları elimizdedir. Biz buradaki mücadeleyi bitirdikten sonra çekileceğiz ve bu silahları da alacağız.' Daha sonra öyle oldu ki bu mücadeleler esnasında biz, şu andaki Kuzey Irak yerel yönetiminin elinde Amerika ve koalisyon güçlerinin silahlarını bulunduruyor. Almanların da silahları vardır, Fransızların da silahları vardır. Aynı yanlış burada işleniyor, bu endişeyi taşıyorum. Dolayısıyla bunu gidermek lazım. Kaldı ki bizim Amerika ile stratejik ittifakımız var. NATO'da Amerika, Almanya, İngiltere, Fransa bütün hepsiyle beraberiz. Bizim dayanışmamızın ötesine bu terör örgütleriyle yapılacak dayanışmalar geçemez. Bunun kararlılığı içerisinde olmamız gerekir diye düşünüyorum."
Yorum Yazın