Son günlerde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı üzerinden medyaya yansıyan iki farklı haber Türkiye'nin 'mavi vatan' olarak kabul ettiği deniz sularında gelecek dönemlerdeki muhtemel adımlarını göstermesi açısından büyük önem taşıyor.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın, Sürmene’de kuracağı üsle ilgili tahsis talep yazıları ilçedeki ilgili kurumlara ulaşması ve yaklaşık 400 askerin bölgeye gideceğinin açıklanması, Karadeniz'de tansiyonun yükseldiği döneme geldi.
Doğu Akdeniz'de ise Rum Yönetimi'nin attığı adımların ardından alınan "280 bin dönümlük deniz üssü kurulması" kararı da Türkiye'nin gelecek dönemde bölgedeki kararlılığını göstermesi açısından son derece önemli sayılıyor.
"Karadeniz'deki adım yeni alınan bir karar değil"
Türkiye ve Etki Alanındaki Bölgeler Savunma Analisti Turan Oğuz, Sürmene'deki üsle ilgili gelişmelerin son dönemlerdeki Kerç Boğazı ekseninde yaşananlarla direkt ilgili olmadığını söyledi.
Üs kurmak gibi kararların uzun süreli çalışmalar, raporlar, analizler sonucu alındığına işaret eden Oğuz, "Son dönemlerde Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan krizin ardına denk geldi haberler. Ancak bununla direkt bir ilgisi yok. Sürmene'de böyle bir üs kurulma fikri muhtemelen Rusya'nın 2014 yılında Kırım'ı ilhak etmesinin ardından alınmıştır. Ancak Türkiye’nin Doğu Karadeniz’deki artan ihtiyacını karşılaması ile direkt ilgili" dedi.
Türkiye Ada'daki dengeyi bozmamak adına bugüne kadar dikkatli davrandı
Geçen Ağustos ayında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından Dışişleri Bakanlığına öneri olarak sunulan, Kıbrıs'ta egemen bir deniz üssü inşası için çalışmalarının tamamlanması yönündeki haberleri de değerlendiren Oğuz, şöyle devam etti:
Bu uzun süredir üzerinde düşünülen bir konuydu. Ancak Türkiye Ada'daki dengeler konusunda çok dikkatli davranıyordu.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin son dönemlerde attığı adımlar, ABD, İsrail ve Fransa ile kurdukları ticari-askeri birliktelik Ada'nın statükosunu değiştirmeye yönelik. Ayrıca yeni gerginlik alanı Doğu Karadeniz’i de çok daha yakından kontrol altına almamız şart.
"Aksaz Deniz Üssü'nün 7 katından büyük olacak"
KKTC'de kurulacak deniz üssünün yaklaşık 280 bin dönümlük dev bir alana inşa edilmesinin beklendiğini hatırlatan Oğuz, şöyle devam etti:
"Marmaris'te bulunan Aksaz Deniz Üssü'nün yaklaşık 40 bin dönümlük bir araziye kurulu olduğunu düşünürsek KKTC'deki bu adımın ne denli büyük olduğunu daha iyi anlarız. Burada kurulacak üs Aksaz'ın 7 katından büyük olacak. Demek ki Türkiye bu bölgeye ve bu üsse çok büyük bir önem veriyor. Aksi taktirde bu denli devasa bir üs için kolları sıvamazdı."
"TCG Anadolu KKTC'de demirleyebilir"
Oğuz, söz konusu üssün safhalar halinde inşa edilebileceğini ve tam bitiş tarihinin şimdiden öngörülmesinin mümkün olmayacağının altını çizerek, "İstanbul'un yaklaşık 5’te biri kadar büyüklükteki bir alandan bahsediyoruz. Tek bir etapta tamamlanmasını beklemek doğru olmaz. Bu üs parçalar halinde yapılır ve süreç içerisinde radarlar, hava savunma sistemleri, yüzer ve dalar unsurlar burada konuşlandırılır. Eğer KKTC ile de problem yaşanmazsa ilk ve sınırlı faaliyetler, inşaat başlangıç tarihinden itibaren 2-3 yıl içerisinde olabilir. Ayrıca hava üssü de inşa edilmesi söz konusu. Üssün büyüklüğü ve önemi düşünülünce, TCG Anadolu'nun da burada zaman zaman misafir edilebileceğini söylemek mümkün” şeklinde konuştu.
TCG Anadolu 2020'de suya inecek
Türkiye'nin ilk uçak gemisi olma özelliği taşıyan ve en büyük askeri gemi konumuna oturacak TCG Anadolu'nun inşası tüm hızıyla sürüyor.
Geminin bir yıl erken teslim edilmesi yolunda çalışmaların sürdüğünü söyleyen Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, "2020'nin son çeyreğinde inşallah geminin teslimini gerçekleştirmek üzere planlamalar, çalışmalar, tedarik süreçleri devam etmekte" dedi.
Yorum Yazın