Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) dünkü Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizini değiştirmeyerek yüzde 24'te sabit bıraktı. Politika faizini değiştirmeyen TCMB'nin sıkı duruş vurgusunu korumasıyla TL’deki değer kazancı belirginleşti.
Dolar kuru önceki gün Türkiye piyasalarının kapanış saatinde 5,44 TL seviyesinde hareket ederken, yeni güne yatay seviyeden başladı. Kur, Merkez Bankası'nın faiz kararı öncesi 5,41 TL seviyesinin üzerinde saptandı ancak, bankanın faizi sabit bıraktığını açıkladığı karar sonrası düşüşünü hızlandırarak 5,3560 TL'ye kadar geriledi. Dolar saat 18.00 itibarıyla 5,3719 TL'de hareket ederken, 6,1020 TL'ye kadar gerileyen Euro kuru ise aynı dakikalarda 6,1271 TL'de bulunuyordu. Brexit anlaşmasının reddedilmesine rağmen uluslararası piyasalarda değer kazanan İngiliz Sterlini ise TL karşısında düşüş yaşadı. Aynı dakikalarda sterlin 6,9271 TL seviyesindeydi.
KKTC serbest piyasasında dün güne düşüşle başlayan dolar günü 5,4050 TL’de, Euro 6,1600 TL’de ve sterlin de 6,9450 TL’de tamamladı.
PPK toplantısı
TCMB Para Politikası Kurulu’nun (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 24'te sabit tutan toplantısının ardından yapılan duyuruda, son dönemde açıklanan verilerin ekonomideki dengelenme eğiliminin belirginleştiğini gösterdiğine işaret ettiği belirtildi.
Dış talebin gücünü korurken finansal koşullardaki sıkılığın da etkisiyle iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın devam ettiği vurgulanan duyuruda, "Cari dengedeki iyileşme eğiliminin sürmesi beklenmektedir." ifadesine yer verildi.
Ekonomistler: TL için olumlu
Ekonomistler, politika faizinin yüzde 24'te sabit bırakılmasının hem piyasalar hem de Türk lirası için olumlu olduğunu belirtti.
AA muhabirine konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan QNB Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı, faizin beklendiği gibi sabit bırakıldığını ve karar metninde de para politikası duruşuna dair herhangi bir değişikliğe gidilmediğini belirtti.
Bunun mart ayında gelebilecek erken bir faiz indirimi endişelerini gidereceğini ifade eden Kanlı, bu sebeple, kararı piyasalar ve TL için olumlu bir durum olarak değerlendirdiğini söyledi.
“Sıkı duruşta değişiklik yok”
Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvci Tokalı da TCMB'nin dünkü toplantısında politika faiz göstergelerinde herhangi bir değişikliğe gitmediğini ve gelecek dönemde gevşemeye dair herhangi bir sinyal vermekten de kaçındığını söyledi.
Önceki faiz notuna göre tek farklılığın cari dengedeki iyileşmenin devam edeceğine yönelik söylemin eklenmesi olduğunu belirten Tokalı, "Bunu, faiz kararının kura etkisi yönünden gelecek dönem açısından rahatlık yansıtabilecek tek işaret olarak görmek mümkün; ancak faiz duruşunda değişiklik işareti açısından yeterli olmadığını da rahatlıkla söyleyebiliriz." dedi.
Tokalı, “Yıllık enflasyondaki düşüşün, baz etkisi dolayısıyla, yılın ilk yarısında hız kesecek ve yıllık oranın yüksek bandında dalgalanacak olması, para politikasında gevşeme alanı yaratmadan önce 'bekle-gör' politikasını destekliyor” diyerek, destekleyici koşulların oluşması durumunda politika faiz oranının yılsonunda yüzde 21,5 seviyesine çekilebileceğine yönelik tahminlerini koruduklarını sözlerine ekledi.
“Merkez beklemede kalacak”
AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi ise, TCMB'nin kararı bir sürprize yol açmasa da çok sınırlı da olsa faiz indirimi bekleyenler olduğu için TL açısından da destekleyici bir gelişme olduğunu belirtti.
TCMB'nin enflasyon görünümde bir miktar iyileşme gözlendiğini belirtse de sıkı duruşunu koruduğunu vurgulayan Bürümcekçi, "Kurul'un ekonomiye ilişkin değerlendirmeleri ekonomide dengelenmenin belirginleştiğine, enflasyonda ise fiyat istikrarı açısından risklerin devamına işaret etti." ifadelerini kullandı.
“TL yeterli derecede istikrara kavuşmalı”
Rabobank Gelişen Piyasalar Kur Stratejisti Piotr Matys, TL yeterli derecede istikrara kavuştuğu zaman Merkez Bankası'nın, şu anki sıkı para politikasında gevşeme yapabilir hale geleceğini belirtti.
Enflasyondaki gerilemenin TL için pozitif bir sinyal olduğunu ifade eden Matys ancak TL'nin yıla dalgalı bir şekilde başladığını ve bankanın para politikasında tedbirli davranması gerektiğini aktardı. Matys, TL'nin para politikasında çok önemli bir rol oynadığını dile getirdi.
Düşen petrol fiyatlarının enflasyonun düşmesine katkıda bulunduğunu anlatan Matys, TCMB'nin beklenti anketindeki enflasyon öngörüsünün gerçekleşmesi durumunda yılın ikinci yarısında para politikasında gevşemeye gidebileceğini söyledi. Bankanın mart ayında sembolik bir faiz indirimine gidebileceğini vurgulayan Matys, 25 ya da 50 baz puanlık faiz indirimlerinin önemli bir etkisinin olmayacağını ancak hane halkı ve şirketlerde rahatlama görülebileceğini belirtti.
“Gevşeme uzak ihtimal”
Capital Economics Gelişmekte Olan Piyasalar Kıdemli Ekonomisti Jason Tuvey de TCMB'nin para politikasında gevşemeye gitmesinin uzak olmadığı kaydetti. Para politikasında gevşemenin eli kulağında olduğunu belirten Tuvey, bankanın bu ay sonunda açıklayacağı enflasyon raporunda tahminlerde aşağı yönlü revizyonlar yapabileceğini ve bunun da faiz indirimi için bir sebep sayılabileceğini ifade etti.
TCMB'nin mart ayında faiz indirimine başlayabileceğini belirten Tuvey, politika faizinin bu yılın sonuna kadar yüzde 20'ye düşüreceği öngörüsünde bulundu.
ABN Amro Ekonomisti Nora Neuteboom ise mart ayında faiz artırımına gidilip gidilmeyeceğini enflasyon verisine bağlı olduğunu aktardı.
Yorum Yazın