Arabistan Elçiliğinde bir gazeteci hunharca öldürüldü, bu olay sadece bir gazetecinin öldürülme olayı değildi aslında.İşin içerisinde hırs, ihtisas, cehalet, ajanlık, emperyalizmin oyunları ve en önemlisi tüm bunların hedef noktası Türk düşmanlığı vardı…Ve talih mi, şans mı bilmem ama son yıllarda Türkiye olası yaşayacağı bir krizi büyük bir ustalıkla def etti ve muhataplarının kucağına bıraktı.
Peki devlet bu süreci nasıl ustalıkla atlattı?
-Olay duyulur duyulmaz hiçbir hükümet yetkilisi konu hakkında doğrudan yorum yapmadı sadece sorulan sorulara cevap verildi.
-Bilgiler Türkiye’de ulusal basına değil de uluslararası basına verildi (bilgi hep bir kaynaktan verildi) ve hatta yerli basın uluslararası basını kaynak kullanarak haber yaptı. Konu ustaca küreselleşerek Türkiye üzerine kurulan bir tuzağı Türkiye kendi lehine çevirecek hale getirdi.
-Türk istihbarat birimleri suçluları başından beri biliyordu, bu yüzden direk suçlama yerine ‘MÜGE ANLI’ programı gibi olayları adım adım kamuoyuna sundu.
-Sonuçta devlet o elçiliğe girdi, elçi ülkesine kaçmak zorunda kaldı, ABD dış işleri bakanı acil ortaklarının yanına gitti…
Åžimdi sorun net!
Katil ve sahiplerini dünya biliyor.
Namus SUUD yönetiminin namusu, sorunu çözmek katillerden hesap sormak dünya jandarması ABD’nin görevi.
Türkiye Baronso, Fırat’ın doğusu kavgası için tezgâhlanan bir gazeteci cinayetini sahiplerinin boynuna geçirerek bir orta doğu ülkesi olmadığını gösterdi ve Ortadoğu’nun bedevi hainleri ve ortaklarını kucak kucağa oturttu.
Evet Papaz olayın Pentagon 1-0 öne geçmişti, Kaçıkcı olayında olay 1-1 oldu...
Bu maç uzatmalara çok gider ama penaltılara kalmaz…
Bu arada Arap kardeşlerimizi tenzih ederek muhataplarına hatırlatalım bakalım bedevi tetikçiler kimmiş?
Bunlar vahabi canilerdir.
Bu canilerin İslam beldelerinde işledikleri cinayetlerin haddi hesabı yoktur. Öyle cinayetler işlemişler ve işlemeye devam ediyorlar ki insan olan herkesin kalbine ıstırap vermektedir.
Bunlar İslam ve Müslümanlık adına bir kızı ağaca bağlıyorlar ve onun gözleri önünde babasını ve annesini işkence ederek öldürüyorlar, öldürülmüş bir askerin göğsünü parçalayıp ciğerini çıkarıyor ve çiğniyorlar ve daha nice cinayetler.
Kaşıkçı cinayetinin detayları paylaşılınca göreceksiniz ki, bu Ortadoğu’nun karanlık yüzlerini anlatmaya kelimeler yetersizdir.
Beyni yıkanmış ve aldatılmış bu soysuzlar zannediyorlar ki; Dedeleri Şerif Hüseyin’in ektiği tohumlarla Türk ve İslam düşmanlığını sonuna kadar götürecekler.
Unuttukları bir şey var TÜRKİYE kadim bir devlettir, haritalarını başkaları çizmiş devletlerin ucuz oyunların gelmez.
Bu arada devleti yöneten hükümete bir hatırlatma!
Gök sultan Abdülhamit ile övünmek, onu TV dizileri ile anlatmakla olmaz.
Gelin onun daha iyi anlamak için bu vahabi aileye karşı verdiği mücadele ile tanıyın.
Unutmayın!
Bu kralın dedelerindendi şerif Hüseyin.
Abdülhamid'in gözünün tutmadığı adamlardan biriydi Şerif Hüseyin.
Onu ailesiyle birlikte İstanbul'a getirip Boğaz'da bir yalıda gözaltına aldırır. O zaman ki muhalifler Abdülhamid'in "ak" dediğine "kara" demeyi marifet bildiklerinden onu serbest bırakırlar.
Hüseyin de Hicaz'a döner ve İngilizlerle anlaşarak Arap isyanının pimini çekti.
O pim halen patlıyor.
Kaşıkçıda o pimlerden biriydi ama kıçlarında patladı
Bu kavga devam edecektir, dolayısı ile Türkiye’yi bu adamlara karşı uzak tutmak gerekir.
Ne olur yönümüzü batıdan, kalbimizi kıbleden eksik etmeyelim.
Kaynak: Türkiye 1= ABD 1 - Selçuk DÜZGÜN siyasetcafe
Yorum Yazın