Türkiye bugün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) görülen dört davadan dördünü de kaybetti.
İlk dava, devletin işkence ve kötü muamelesine maruz kalan Kemal Gömi’nin davasıydı.
1993 yılında Dev-Sol üyesi olmak ve anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmekle suçlanan Gömi, 1997’de idam cezası almış, idamın kaldırılmasıyla birlikte ceza ağırlaştırılmış müebbete çevrilmişti.
Bolu F Tipi Cezaevi’nde tek kişilik hücrede olan Gömi’ye 2003 yılında Adli Tıp Kurumu’nca “psikosomatik bozukluk” teşhisi kondu. Adli Tıp Kurumu, 22 Eylül 2010’da Gömi’ye “rezidüel şizofreni” teşhisi koyarak “Hapishane koşullarında yaşayamaz, Cumhurbaşkanlığı affına uygundur” şeklinde 9269 numaralı raporunu verdi.
Avukatı Özkan Köylüoğlu, bu raporla birlikte, Gömi’nin cezasının kaldırılması için 25 Şubat 2011’de Cumhurbaşkanlığı’na sunulmak üzere Adalet Bakanlığı’na dilekçe verdiklerini açıkladı. Ancak başvuruları reddedildi.
Bunun üzerine avukatları 2011’de AİHM’e başvurdu. Mahkeme 8 yıl sonra kararını açıklayarak Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) işkence ve kötü muameleyi yasaklayan maddesini çiğnediğine hükmetti.
Türkiye, Gömi’ye 10 bin euro da tazminat ödeyecek.
İkinci dava arsasına el koyulan Ilımdar Çataltepe’nin açtığı davaydı.
AİHM Türkiye’nin özel mülkiyetin ihlali suçunu işlediğine hükmederek başvurucuya 295 bin euro maddi, 5 bin euro manevi, 3 bin euro da mahkeme masrafı ödemesine karar verdi.
Üçüncü dava camilerin elektrik faturalarının ödenirken cemevlerinin faturalarının ödenmemesine karşı CEM Vakfı’nın açtığı davaydı.
AİHM daha önce Türkiye’nin ayrımcılık yaptığına ve düşünce, vicdan ve din özgürlüğünü ihlal ettiğine hükmetmişti.
AİHM, Türkiye’nin CEM Vakfı’na 44 bin 400 euro maddi ve 10 bin euro manevi tazminat ödemesine karar vermiş, Türkiye ise mahkemeye başvurarak maddi tazminatın 22 bin 300 euroya düşürülmesini talep etmişti.
AİHM bugün verdiği kararda bu başvuruyu reddetti ve CEM Vakfı’na toplam 54 bin 400 euro ödenmesine hükmetti.
Dördüncü davada ise PKK üyesi olmakla suçlanan Ruşen Bayar’ın başvurusu görüldü.
Bayar 2004’te başlayan davada 2009 yılında mahkum olmuş, ceza 2010’da onanmıştı.
AİHM Türkiye’nin yargılama sırasında, aralarında makul yargılama süresi, ifade verirken avukata erişim hakkı, suç ile itham edilen kişilerin hakları, hak ve özgürlükleri ihlal edilen kişilerin başvuru yapma hakkının da bulunduğu 8 ayrı ihlal gerçekleştirdiğine hükmetti ve Bayar’a 5 bin 300 euro manevi, 2 bin 309 euro da maddi tazminat ödenmesine hükmetti.
Böylece Türkiye’nin bugün AİHM’de kaybettiği davalar nedeniyle ödeyeceği tazminat 375 bin euroyu (yaklaşık 2 milyon 240 Türk lirasını) aştı.
AİHM, Perşembe günü de Hasankeyf hakkında bir karar açıklayacak.
Yorum Yazın