Türkiye Dışişleri Bakanlı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Doğu Akdeniz’deki Hidrokarbon Faaliyetleri hakkında yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi;
“Kıbrıs Adası’nın ortak sahibi olan Kıbrıs Türklerinin doğal kaynaklar üzerindeki asli haklarını hiçe sayan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, tüm uyarılarımıza rağmen Doğu Akdeniz’deki tek taraflı hidrokarbon faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu çerçevede son olarak, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin sözde münhasır ekonomik bölgesindeki 3 numaralı parselde çalışmalara başlanmasının amaçlandığı görülmektedir.
Kıbrıs Türk halkının bu konudaki haklı endişelerini paylaşan Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan 10 Şubat 2018 tarihli açıklamayı desteklemektedir. Evvelce de defaatle vurguladığımız üzere, Doğu Akdeniz’de kendi kıta sahanlığımızdaki hak ve menfaatlerimizi korumaya devam edeceğimiz gibi, Kıbrıs Türk tarafına verdiğimiz destek çerçevesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile birlikte gerekli adımları atmaya da kararlıyız. Bunun sonucunda ortaya çıkabilecek durumun tek sorumlusu ise, Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir kapsamlı çözümün tesisi için çaba sarfedeceği yere Ada’nın yegane sahibi gibi davranmaktan vazgeçmeyerek ısrarla tek taraflı hidrokarbon faaliyetlerine devam eden Kıbrıs Rum tarafı olacaktır.
Doğu Akdeniz bölgesinin güvenlik ve istikrarını sorumsuzca riske atmaktan çekinmeyen Rum tarafının bu tutumu, esasen Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik olarak son yarım asırdır sürdürülen müzakerelerden sonuç alınamamasının da temel sebebini oluşturmaktadır. Nitekim Kıbrıslı Rumların, geçtiğimiz yıl düzenlenen Kıbrıs Konferansı’nda Kıbrıslı Türklerle siyasi eşitlik temelinde bir ortaklığa yanaşmayacaklarını bir kez daha ortaya koydukları ve Konferansın da bu nedenle çözüme ulaşılamadan kapandığı anımsanacaktır. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tek yanlı hidrokarbon faaliyetlerini sürdürdüğü müddetçe de, Rum tarafının Kıbrıs Türklerini eşit ortakları olarak algılamaktan ne denli uzak oldukları gözler önüne serilmeye devam edecektir.
Bu vesileyle, üçüncü ülkelerde yerleşik şirketlerin, GKRY ile hidrokarbon alanında işbirliği yapmak suretiyle Rum tarafının yapıcılıktan uzak ve Kıbrıs meselesinin çözümü önünde ciddi bir engel teşkil eden sözkonusu tavrını desteklememelerini beklediğimizi de önemle vurgulamak isteriz”.
Yorum Yazın