Ulusal Birlik Partisi’ni kendisine çok yakın gördüğünü ifade eden Akacan “Bir önceki yerel seçimlerde aday olmayı düşünmüştüm UBP’den. Genel Başkanımız Hüseyin Özgürgün’ü yönetim şeklinden, insanları kucaklamasından, herkese kulak vermesinden dolayı çok beğeniyorum ve bu partide icraat yapabileceğimi düşünüyorum. Bir de bu partinin geçmişi var. Geçmişte çok değerli insanlar bu partiye hizmet etmiştir. O yüzden burada fikirlerime görüşlerime, gençlere ve yeni vizyonlara sahip çıkılacağını düşünüyorum. Yeni kurulan partiler de var ama başkanlarının diktatörce davrandıklarını düşünüyorum. Ama UBP’de çok büyük bir demokrasi var. Bunu da adayların 18 Kasım’da 7 bin kişinin önüne çıkmasıyla gördük. O yüzden UBP benim ve bu ülke için en doğru partidir” diye konuştu.
Ekonomik durum
Serhat İncirli’nin “Ülkemizin şu anki ekonomik durumu nasıl değerlendirirsiniz?” şeklindeki sorusunu yanıtlayan Bulut Akacan, “Dövizin yükselmesi Türkiye’yi fazla etkilemiyor ama bizi inanılmaz etkiliyor. 2008’de yaptığım programlarda hükümete çağrı yapıyordum. Normal vatandaşın döviz üzerinden borçlanmasını yasaklamamız lazım. Şu anda hala bunu söylüyorum. Türkiye’de yasa ile kısıtlıdır bu. Devletten TL ile maaş alıyorsa kişi TL ile borçlanacak. Fakat halkımız uçuruma atlıyor. Euro borçlanıyor sebebi de TL faizi yüzde 12 Döviz faizi yüzde 4’tür. Buna kanmasınlar. Bir günde bu faiz oranı değişebilir. O yüzden şu anda Türkiye vatandaşı sıkıntı yaşamıyor fakat biz yaşıyoruz. Çünkü bizde herşey döviz üzerinden.Ev kiraları, ev taksitleri, okul taksitleri hep döviz üzerinden” ifadesini kullandı.
Döviz sıkıntısı
“Şu an eğer bütçemiz varsa bir kereye mahsus bu döviz farkına süspansiyon edelim ve bundan sonra da yasaklayalım ki sıkıntı yaşamasın halkımız” diyen Akacan “Bu döviz sıkıntısını aşmamız, asgari ücreti yükseltmemiz için pastayı büyütmemiz lazım. Dış yatırımcıdan korkmamamız lazım. AB’ye girmeyi savunuyoruz hepimiz. 2004’te yapılan seçimde AB ye girseydik ne olacaktı. Avrupa bankaları, Avrupa inşaat firmaları gelip burda iş yapacaktı. Kalkınma böyle olur. Bu kalkınmadan herkes de payını alır” dedi.
Bulut Akacan, İncirli’nin sorularını şöyle yanıtladı:
“Kıbrıs sorununun çözümünü zorlamamız gerekir diye mi düşünüyorsunuz?”
“Metropol Süpermarket’in yanına bir bakkal açsam ve Metropol’e desemki “gel ortak olalım, kârı da bölüşelim” kabul eder mi sizce? Tabii ki etmez. Rum da bu yüzden kabul etmiyor. En barışçıl, çözüme en yakın ismi müzakereleri götürsün ve barış olsun diye seçtik. Herkes Akıncı’nın bu işi haledeceğine inandı. Yine de olmadı. Çünkü Rum bizi istemiyor. Bizim kendimizi maddi ve manevi hukuksal anlamda geliştirmemiz lazım. Göz önünde bir ülke olmamız, diğer ülkelerin bize gıpta etmesi lazım. Maraş’ı açmamız lazım. Biraz da dokunalım Rumlar’a. Korumalar bizim belediyeler bizim diyelim. Gelsinler açsınlar otellerini. Kalkınma Bankasını da bağlayalım onlara. Bizim topraklarımız çünkü orası da ve Maraş’ı açalım. İki tarafın ekonomisine de katkı sağlayacağına inanıyorum. Türkiye’yi de ikna edelim.”
Türkiyenin gidişatı sizi endişelendiriyor mu?
“Türkiye’ye karşı bir oyun oynanıyor. Burası kesin. Fakat dirayetli bir duruşu var Türkiye’nin. Bu büyük güçleri de rahatsız ediyor. Ekonomik yönden büyük bir sıkıntıya gireceğini de düşünmüyorum. Çünkü sürekli bir saldırı var ekonomik anlamda Türkiye’ye fakat ekonomik bir kriz yaşamıyor. Türkiye yok olanı var etti. Köprüler, fabrikalar, yatırımcılar, havaalanları yoktu Türkiye’de. Bütün bunları var etti”
Altyapısı yeterli olmayan Girne’de çok büyük apartmanlar yapılıyor bunlardan biri de sizsiniz fakat altyapı yetersizliği var. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?
“Nüfus olarak bizden 10 kat büyük ülkeler var. Örnek Monte Carlo, Nice, St. Tropez. Her cadde full dolu. Altyapıyı iyi yaparsan, kanalizasyonu iyi çözersen, bazı yolları trafiğe kapatırsan Girne’de aslında bir trafik yok. İyi planlanmamış bir trafik var. Biz bunları dünyadan uzmanlara yaptıracağız. Ülkemizde şehir planlama çalışanlarıyla beraber şehirlerimizin bu sıkıntılarını çözeceğiz. Planlamayı iyi yapmak lazım”
Ailenizle yeterli vakit geçirebiliyor musunuz?
“Sabah 6’da kalkarım ve 1 buçuk saat okula gitmeden önce çocuklarımla vakit geçiririm. Eşimle çocuklarımla kahvaltı yapıyorum. Daha sonra saat 3’te okuldan çıktıktan sonra mutlaka onlarla 1 saat zaman geçiriyorum. Daha sonra politikaya atıldığım işim sahaya çıkmam gerekiyor. Gecelere kadar dışarıda insanlarla sohbet ediyorum onların dertlerini dinliyorum.
Samimi olmak çok önemli. Çok paranız olabilir çok da akıllı olabilirsiniz. Fakat insanların sizi onaylaması ve onların onayıyla seçilmeniz kadar değerli bişey olamaz”
Yorum Yazın