Toplumcu Kurtuluş Partisi Yeni Güçler (TKP Yeni Güçler), Başbakanlık önünde protesto eylemi yaparak hükümeti dövizin yükselişi karşısında aldığı önlemlerden dolayı eleştirdi, üzerine düşeni yapmamakla suçladı ve hükümetin parti katkıları ve örtülü ödenekleri kaldıramıyorsa halktan özür dileyerek gitmesini istedi.
Ülkede dövizin yükselişinden ve zamlardan en çok etkilenenin dar ve orta gelirliler olduğunu kaydeden TKP-YG, 40 yıldır ülkede yaşanan tüm ekonomik olumsuzlukların bedelini ödeyenin dar ve orta gelirliler olduğunu kaydetti.
Başbakanlık önünde saat 10.00’da düzenlenen eylemde konuşan TKP-YG Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, her şeye çok yüksek oranda zamlar yapıldığını, halkın büyük bir sessizlik içerisinde olduğunu kaydetti ve kimsenin kendilerinin de sessiz kalacağını sanmamasını, halk adına bu eylemi gerçekleştirdiklerini söyledi.
“YILLARDIR KENDİNE EMEKÇİNİN PARTİSİ DİYEN CTP…”
Çakıcı, “Yıllardır kendine emekçinin partisi diyen CTP, emekçiyi korumaya yönelik öneri yapmadı, sermaye sahiplerini korudu. Maliye Bakanı Serdar Denktaş ile ilgili ise söyleyebileceğim hiçbir şey yok, çünkü o devlete değil sadece kendine hizmet eder” diye konuştu.
“SADECE SERMAYE SAHİPLERİNİ KORUMAYA YÖNELİK ÖNLEMLER…”
Dövizin yükselişiyle yaşanalar karşısında atılması gereken birçok adım bulunduğunu, ancak hükümetin sadece sermaye sahiplerini ve çıkar çevrelerini korumaya yönelik önlemler aldığını savunan Çakıcı, bunu protesto etti.
Hükümetin aldığı önlemlerin çalışanı, işçiyi, dar gelirliyi ezdiğini belirten Çakıcı, hükümetin önlem almaya kendisinden başlamış olması gerektiğini, öncelikle örtülü ödenekler, siyasi parti ödenekleri ile tören harcamalarının kaldırılmış olması gerektiğini ifade etti.
Devlete RHA’lar ve makam araçlarıyla ilgili tasarrufa gitmesi, teşvikleri durdurması önerisi yapan Çakıcı, bunları yapmayıp dar ve orta gelirlinin hakkına göz dikildiği eleştirisinde bulundu.
“VERGİ REFORMU… SERVET VERGİSİ…”
Hükümeti, büyük sermaye sahiplerine yönelik öneri sunmamakla, çiftçiyi ve hayvancıyı yok eden koşulların önüne geçmemekle de suçlayan Çakıcı, “Önce vergi reformu yapın, servet vergisi koyun, devletin çocuk için ailelere destek vermesi gerekirken, siz çocuk başına vergi koydunuz, bu ancak Nazi Almanya’sında olur” diye konuştu.
Çakıcı’nın konuşmasının ardından, hazırlanan basın açıklaması ve TKP-YG’nin önerileri parti MYK Üyesi Elif Gümüşmaden tarafından okundu.
“Sadece bazı işveren kesimlerine destek vermekle krizden çıkılamayacağı, üreticiyi ve emekçi kesimleri koruyacak, onların üretim yapmasının ve yaşamlarını sürdürmesinin yolunu açacak önlemler hayata geçirilmelidir” denilen açıklamada, sermaye kesimlerine bir dizi muafiyet, teşvik ve ek kolaylık sağlayan hükümetin piyasadaki mal ve hizmetlerin zamlanmasını engelleyemediği, dar ve sabit gelirli kitlelerin yüzde elliyi aşan oranda fakirleşmesine çanak tuttuğu ileri sürüldü.
TKP-Yeni Güçler açıklamasında, hükümet elini çalışanın cebine atmakla eleştirildi ve “yabancılara emlak satışının sınırını genişleterek memleketi satılığa çıkarmakla” suçlandı.
Ek mesai ödeneğinin işçi sınıfının yaklaşık yüz yıl önce kazandığı bir hak olduğu belirtilen açıklamada, yakın geçmişte bu hakkın ciddi şekilde zaten kısıtlandığı, tamamen kaldırılmaya çalışılmasının ise kabul edilemez olduğu kaydedildi.
TKP YENİ GÜÇLER’İN TEDBİR ÖNERİLERİ
Bütçede ek mesai giderlerinde tasarruf yapmanın yolunun kamu çalışanların daha az ek mesaiye çağrılması olduğu belirtilen TKP-YG’nin alınması gereken önlem önerileri de şöyle sıralandı:
"1-Devletin, döviz borcu olan vatandaşlarımıza ötelemeden doğacak faiz farkı katkısı sağlaması lazımdır. Bu fahiş faizlerle ötelenen bu borçlar zaten vatandaş tarafından ödenemez hale gelecek ve tekrar baştan mazbataları konuşur hale geleceğiz… Dövizde ödemeler toplamının iki katını TL’de ise 3 katını aşmaması hususunda yasa çıkarması lazım.
2-Kriz dönemi bitinceye kadar kiralarda Türk Lirası ile sözleşme yapanlarda stopajın sıfırlanması… Türk lirasına indirgemeye yönelik bir politika izlenmeli. Dövizle meydana gelen sözleşmelerde caydırıcı önlemler alınması.
3-Döviz ile konut, taşıt ve diğer ticari malların satılması noktasında yüksek gelir dilimleri ile caydırıcılık sağlanacak vergi düzenlemesi…
4-Servet vergisi kriz döneminde uygulamaya geçilmeli.
5-Yabancı sermayeyi teşvik etmek amaçlı mevduat vergilerinin en düşük seviyeye indirilmesi…
6-Her kesimin bilgisinde olan özel enerji firmasının elinde bulunan satın alma garantisinin enerji maliyetlerini artırdığı bilinmektedir. Ekonomik kriz yaşanan ülkemizde öncelikli tasarrufumuzun başında enerji gelmelidir. Bu sebepten dolayı KKTC’deki bütünsel enerji maliyetlerini kontrol edebilmek ve denetlemek adına özel şirket kamulaştırılarak toplam enerji üretimimize dahil edilmeli ve başta elektrik ücretleri düşürülmeli ve uluslararası standartlara indirgenmelidir.
7- Ülkemizin bir turizm ve eğitim adası olduğunu düşündüğümüzde herkesin eşit faydalanabileceği bir teşvik sistemine geçilmesi kaçınılmazdır. Özellikle Kıbrıs Türk Hava Yolları'nın da ortadan kalkması ile adil rekabet dengelerini devlet kaybetmiştir. Bu bağlamda fahiş fiyatlar ile havacılık sektörüne teslim olunmuştur. Turizm ve eğitim yara almaktadır. Bizim önerimiz ulaşımı sübvanse ederek kısa vadede uçak fiyatlarını minimize etmek uzun vadede ise devlet hava yolu kurulması sağlanarak uçak biletlerinin ucuzlatılması hedeflenmelidir.
8- Turizm teşvik fonu 3-5 özel şirkete teşvik amaçlı kullanılmak yerine bütünsel olarak toplumun her bireyine adil pay sağlanacak hale getirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla kullanılan ve birkaç kişiye yaramaktan öteye gitmeyen bugünkü turizm teşvik yapısı iptal edilmeli ve yerine yeniden adil paylaşımcı bir düzenleme yapılmalıdır.
9- Üretimin desteklenmesine yönelik tarım reformu yapılmalıdır. Zenginlik sınırı belirlenerek küçük ve orta ölçekli üreticilere zamanında teşviklerin yönlendirilmesi sağlanmalıdır. Birkaç kişini beslendiği bir düzene son verilmelidir.
10-Kriz döneminde eğitimde yeni öğretmen ve yeni okul ihtiyacı doğacaktır. Bunlarla ilgili hazırlık yapılmalıdır. Okul ücretlerinde KKTC ve TC uyruklu öğrencilere (Üçüncü ülke vatandaşlarında böyle bir kriz yoktur) kur sabitlemesi yapılmalı ve fiyat artırılmasına izin verilmemelidir.
11-Kriz döneminde hayat pahalılığı 2 ayda bire çekilmeli, çalışanların refah düzeyi korunmalı ve ayrıca kaybettiği alım gücü iade edilmelidir.
12- Asgari ücret, 2 ayda bir yeniden düzenlenecek ve çalışanların yaşam kalitesini koruyacak düzeyde tutulmalıdır. Yani örneğin temmuzda belirlenen asgari ücretin eylülde yürürlüğe girmesi gibi bir uygulamanın hak çalmadan başka bir uygulama olmadığını da ifade etmek isteriz.
13- Bütçede yer alan tüm örtülü ödeneklerin kalan kısmı kaldırılmalı, kriz süresince örtülü ödenek kullanılmamalıdır.
14- Partilere yapılan devlet katkıları yüzde elli oranında azaltılmalıdır.
15-Bütçedeki tüm izaz ikram, temsil, tören ve ek mesai kalemleri yüzde 50 oranında azaltılmalıdır.
16-Uzun vadede toplumsal ihtiyaçlarımız tekrar gözden geçirilmelidir. Vergi Reformu, Tarım Reformu, Kamu Reformu, Hukuk Reformu gibi yeni bir yapılandırma için sosyal ve ekonomik kalkınma planı yapılmalıdır.”
Yorum Yazın