8 Mart 1857’de ABD’de greve giden dokuma işçisi kadınların ve 8 Mart 1917’de Şubat Devrimi'nin kıvılcımını çakan Petrogradlı dokuma işçisi kadınların anısına kutlanmaya başlanan 8 Mart'ın tarihi, aynı zamanda büyük bir direnişin de tarihi.
Bugün dünyanın dört bir yanında binlerce kadın, 1857'de New Yorklu kadın dokuma işçilerinin direnişinin ve 1917’de Şubat Devrimi’nin fitilini ateşleyen Petrogradlı kadın emekçilerin mücadele gününü kutluyor.
40 BİN DİRENİŞÇİ KADIN...
8 Mart 1857’de New York’ta bir dokuma fabrikasında çalışan 40 bin işçi, 16 saatlik işgününün 10 saate indirilmesi ve ücretlerde artış yapılması talebiyle greve başlamıştı. 40 bin kadın işçinin örgütlediği bu grev o zamana kadarki en kitlesel kadın eylemlerinden biriydi. Eylemi durdurmak isteyen polis kadın işçilere saldırmış, fabrika yönetiminin de desteğiyle binlerce işçi fabrikaya kilitlenmişti. Bu sırada çıkan yangında içeride kilitli kalan işçilerden 129’u yanarak can vermişti.
Olaya ABD basınında neredeyse hiç yer verilmemiş, fabrika yönetiminin ve polisin tavrı halktan gizlenmeye çalışılmıştı. Buna rağmen, işçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katılmıştı.
CLARA ZETKİN'İN ÇAĞRISI
1910 yılında Kopenhag’da gerçekleştirilen İkinci Enternasyonal’e bağlı Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda kadın ve emek mücadelesi masaya yatırılmıştı. Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nden Clara Zetkin, bu konferansta yaptığı konuşmada kadınlar için bir mücadele günü belirlenmesi gerektiğini söylemişti. Zetkin’in önerisi kabul edilmiş, her ülkenin sosyalist kadınlarının her yıl aynı gün, kendi ülkelerinin işçi sınıfı örgütleriyle mutabakat içinde bir kadınlar günü düzenlemesi kararlaştırılmıştı.
Söz konusu yıllarda neredeyse hiçbir ülkede kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmemişti. Bu sebeple, pek çok ülkede eş zamanlı kutlanacak bu günün temel olarak kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi için bir mücadele günü olarak düzenlenmesi karara bağlanmıştı.
Bu gün, dünyanın neresinde olursa olsun kadınlara uygulanan sömürü ve baskıya karşı mücadeleyi yükseltme amacını taşıyordu. Kadınların seçme ve seçilme hakkını alması, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması ve emperyalist savaşa karşı mücadele, bütün dünya kadınlarının ortak mücadele ilkelerinin başında yer almaktaydı.
VE KADINLAR SOKAĞA ÇIKIYOR
Uluslararası anlamda ilk emekçi kadınlar günü 19 Mart 1911’de düzenlendi. Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre’de gösterilere katılan on binlerce kadın seçme ve seçilme hakkının yanı sıra kadınlara iş ve mesleki eğitim verilmesi, çalışma alanlarında kadın-erkek eşitliği sağlanmasını talep etti.
Bir kadın yazar 1911’deki gösterileri anlattığı yazısında şu ifadeleri kullanmıştı:
“İlk Uluslararası Kadınlar Günü 1911’de gerçekleştirildi. Başarısı, beklenenin çok üstündeydi. Her yerde toplantılar düzenlendi. Küçük yerleşimlerde, hatta köylerde bile salonlar öyle tıklım tıklımdı ki kadınlar toplantılara katılan erkeklerden kendilerine yer vermelerini istedi. Bu gün kesinlikle çalışan kadının ne kadar militan olduğunun ilk göstergesi oldu. Erkekler evde çocuklarıyla kalırken kadınlar toplantılara koştu. Hatta o gün yaklaşık 30 bin kişinin katıldığı sokak gösterilerinde polis pankartları toplamaya karar vermişti, ancak kadınlar polise direndi.”
Sonraki yıl Fransa, Hollanda ve İsveç de kadınların mücadele gününü kutlamaya başladı. Yapılan gösterilerde kadınların gündeminde her an patlak vermesi muhtemel olan dünya savaşı vardı.
1913’te 8 Mart’ta düzenlenen kadınlar günü Rusya’da da kutlandı. Çarlık Rusyası şartlarında açık gösteri düzenlemek neredeyse imkansızdı. Ancak birkaç yıl sonra devrim saflarında savaşacak öncü sosyalistler, kadınlar gününün gizli etkinliklerle kutlanmasını, iki yerel işçi gazetesinde günün anlam ve önemini anlatan yazılar yayınlanmasını sağladılar. Hatta bu yazılarda Clara Zetkin’in dayanışma duygularını ilettiği ifadelere yer verdiler.
Bir kadın yazar 1920’de yazdığı bir yazıda, 1913’te gerçekleşen Rusya’daki ilk kadınlar günü kutlamasını şu sözlerle anlattı:
“O karanlık yıllarda toplantı yapmak bile yasaktı. Fakat Petrograd’da partili kadınlar “Kadın Sorunu” başlıklı bir etkinlik düzenledi. Bu illegal bir etkinlikti ama salon tıklım tıklım doluydu. Parti üyeleri konuşmalar yaptı. Fakat bu gizli toplantı polis baskını ile yarıda kesildi ve konuşmacıların çoğu tutuklandı. Bu etkinlik Çarlık baskısı altında yaşayan Rusya’daki kadınların Uluslararası Kadınlar Günü’ne katılımı ve desteği açısından önemliydi. Bu Çarlık hapishanelerinin, idam sehpalarının Rusya’daki işçilerin mücadele ruhunu öldüremeyeceğinin, Rusya’da bir şeylerin sarsılmakta olduğunun ilk işaretiydi.”
NEDEN 8 MART?
Pek çok ülkede kutlanacak bu gün için ortak amaç ve ilkeler ortaya konmuş olsa da kesin bir tarih belirlenmemişti. Her yıl ilkbahar aylarında farklı tarihlerde kutlanan kadınlar gününün 8 Mart’ta kutlanması kararıysa 1921’de Moskova’da yapılan Üçüncü Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda alındı.
Bu kararla 8 Mart 1857’de yaşamını yitiren 129 kadın işçinin ve 8 Mart 1917’de Şubat Devrimi’nin fitilini ateşleyen grevleri başlatan, “ekmek ve barış” sloganıyla sokaklara dökülen Petrogradlı dokuma işçisi kadınların anısına 8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmaya başlandı.
SOVYETLER'DE 8 MART
Ekim Devrimi’nin ardından Sovyetler Birliği’nde 8 Mart coşkuyla kutlanan bir mücadele gününe dönüşmüştü. Bununla birlikte kadınların sosyal ve siyasi yaşama katılması, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması yönünde pek çok düzenlemeye imza atılmıştı.
Emekçi Kadınlar Günü’nün tarihinin sabitlenmesi ile Sovyetler Birliği’nde ve daha sonra kurulan tüm sosyalist devletlerde bu gün resmi tatil ilan edildi.
İzleyen yıllarda kadınlar 8 Mart’larda ülke ve dünya gündemi ile gelişen olumsuzlukları da protestolarına konu etti. 1937’de İspanya’da kadınlar 8 Mart’ta kitlesel gösterilerle faşist Franco rejimini protesto etti.
8 Mart 1943’te ise İtalya’da kadınlar Mussolini yönetimini hedef alan gösteriler yaptı.
Tıpkı 1940’larda İkinci Dünya Savaşı’nda savaşmak üzere çocuklarını askere göndermek istemeyen Avrupalı kadınlar gibi, 1960’larda da ABD’li kadınlar Vietnam Savaşı’na oğullarını göndermek istemediklerini dile getirdi.
BM KABUL ETTİ AMA...
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak kutlanmasını, kutlamaların başlamasından yıllar sonra, 1977 yılında kabul etti. Ancak BM, bu günü kadınların mücadele günü olarak göstermekten geri durdu. BM’nin ilgili kararında günün tarihçesine değinilmedi.
Yorum Yazın