Öğretmenler, büyükelçilik giriş kapısı gerisinde “Kültürümüze, İnancımıza, Kimliğimize Dokunmayınız” yazılı pankart tuttu, KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel basın açıklaması yaptı, ardından KTÖS Başkanı Semen Saygun da ortak basın bildirisi okudu.
Yapılan açıklamaların ardından TC Lefkoşa Büyükelçiliği ana giriş kapısına siyah çelenk bırakmak isteyen sendika yetkililerine polis izin vermedi.
Polisin geçişi engellemesi üzerine, kısa süreli gerginlik yaşandı ve sendika yetkilileri ile öğretmenler bir süre polisin önüne oturarak, bu durumu protesto etti.
Daha sonra yetkili bir polis memuruna çelengi teslim eden sendika yetkilileri, çelengin TC Lefkoşa Büyükelçisi Derya Kanbay’a iletilmesini istedi.
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, eylem yapmanın en doğal hakları olduğunu söyleyerek, TC Büyükelçiliği’nin ana giriş kapısından 20 metre geride bırakıldıklarını belirterek, bu durumu eleştirdi.
Yüksek İdare Mahkemesi’nin “yolların keyfi kapatılamayacağı” yönündeki kararının hiçe sayıldığını ileri süren Elcil, olayı yargıya taşıyacaklarını kaydetti.
Polise yol kapatma emrinin kimden alındığını sormalarına rağmen bir cevap alamadıklarını söyleyen Şener Elcil, polis teşkilatını da eleştirdi. Elcil, öğretmenlerin her türlü gericiliğe karşı duracağını, öğretmenlerin toplumun aydınlık yüzü olduğunu, “yobazlara” karşı mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
Eylem sırasında konuşan KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel de, eylem yapma ve çelenk bırakmanın yasal hakları olduğunu vurgulayarak, bunun engellenmesi gibi bir hak olmadığını kaydetti.
Polisin emir aldığı kişiyi açıklama zorunluluğu olduğunu ifade eden Gökçebel, kendilerine yapılan “baskının”, topluma yapılan “baskı” olduğunu, mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
Eylemde KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel bir de basın açıklaması yaptı.
Gökçebel, Kıbrıs Türk toplumunun dinine, kültürüne, kimliğine, iradesine, eğitimine “bilinçli şekilde” müdahale edildiğini ileri sürerek, bu müdahaleleri öğretmenler olarak kabul etmediklerini vurguladı.
Eylemi bu amaçla düzenlediklerini ifade eden Gökçebel, bu vesileyle İstanbul’da yaşanan terör olayını da kınadıklarını söyledi. Gökçebel, cehalet ve eğitimdeki ideolojik yapılanma sebebiyle Ortadoğu’nun kan gölüne çevrildiğini savundu.
Kıbrıslı Türklere “dayatmalar” yapıldığını, büyükelçilik eliyle kurulan çeşitli vakıflarla sendikaların itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını ileri süren Gökçebel, kendilerinin okul kapatma derdinde değil, camiler yerine okullar yapılması derdinde olduklarını söyledi.
Ülkede, cami sayısının okul sayısını geçtiğini vurgulayan Gökçebel, bu durumu eleştirdi.
Hala Sultan İlahiyat Koleji’nde, okulda örgütlü sendikanın açıklama yapmasının engellenmesini eleştiren Gökçebel, 38 bin çocuğun eğitim aldığı bir ülkede, ilahiyat kolejinde eğitim gören bin çocuğun ayrıcalıklı olmasını da eleştirdi.
KTÖS ve KTOEÖS’ün bugün sembolik bir eylem yaptığını ifade eden Gökçebel, ülkede nasıl eğitim verileceğinin Milli Eğitim ve Anayasa’da yer aldığını söyledi.
Gökçebel’in ardından KTÖS Başkanı Semen Saygun ortak basın açıklamasını okudu.
ORTAK BASIN AÇIKLAMASI
Ortak basın açıklamasında AKP hükümeti eleştirildi. Ülkede devlet okullarına üvey evlat muamelesi yapıldığı ileri sürülen bildiride, camilere, Kur-an kurslarına ayrıcalıklı bütçeler tahsis edildiği, eğitimi siyasete alet etmek için ise “Hala Sultan İlahiyat Koleji” adı altında okul açıldığı ileri sürüldü.
“Koordinasyon Ofisi”nin de eleştirildiği bildiride, “Kıbrıs Türk toplumuna Sünni İslam baskısı ile Arap kültürü enjekte edilmeye ve toplumun kimliğinin, kültürünün, yaşayışının, gelenek ve görenekleri ile inançlarının değiştirilmesi hedeflenmektedir” ifadelerine yer verildi.
Özellikle Hala Sultan İlahiyat Koleji’nin kapatılmasına yönelik Yüksek İdare Mahkemesi kararından sonra sendikaların yaptığı basın toplantısını sabote etmek için söylenenlerin eleştirildiği bildiride, şu ifadelere yer verildi:
“Bilinmelidir ki, Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantörü olarak bu topraklarda bulunmaktadır ve bu,Kıbrıs Türk toplumunun verdiği mücadele sayesindedir. Karşılıklı saygıya dayanan bir ilişki yerine bizi yurdumuzdan kovmak isteyenleri biz de bu ülkede istemiyoruz. Mahkeme kararına saygı gösterilip gereğinin yapılmasını talep ederken, her türlü gericiliğe, ırkçılığa, dayatmalara karşı mücadelemizi artırarak devam edeceğimizi vurgularız.”
Yorum Yazın