Çok eski medeniyetlerden günümüze kadar gelen resimler, şarkılar ve filimler aracılığı ile normalleştirilmeye çalışılan satanist kurban etme ritüelleri, günümüzde kabbalizmi benimsemiş bir çok kişi ve bunu ticarete dökmüş bir çok kurum tarafından hala, hem de çok daha acımasızca devam ediyor.
Bugüne kadar izlediğimiz bir çok filmin ayin sahnelerinde karşılaştığımız gizli örgütlerin kan içme ritüelleri, antik medeniyetlerden beri gerçek anlamda varlığını sürdürüyor. Dönemin kralı veya Tanrısı, kendisi için kurban edilen kişinin kanını içiyor ve daha güçlü, yenilmez, hatta ölümsüz olduğunu hissediyor. Günümüzde ise bu inanış, pedofili eğilimlerle birlikte, elitlerin yeraltı hayatlarında devam ediyor..
Amerika’da bir süredir fazlaca gündem olan fakat yandaş medya tarafından basına yansıtılmayan, herşeyi ortaya çıkarmaya çalısan ve küreselcilere savaş açmış bir grup tarafından ifşa edilmeye başlanan bir konu bu..
Birazdan okuyacağınız yazı rahatsız edici içeriklere sahiptir; Belki de bu yazı bugüne kadar yazmaya en çok zorlandığım konu olacak, çünkü vicdanı olan herkesin bu yazıyı okurken bile karın ağrıları çekebileceğini biliyorum. Amacım kimseyi rahatsız etmek değil, aksine var olan bu konuyu medya tarafından gizlendiği için haberdar olmayan kişilere ulaştırabilmek, farkındalık yaratabilmektir..
Amerika’da ortalık çok karışık. Küreselciler ve ulusalcılar arasında 2016 yılında Trump’ın başkan seçilmesiyle birlikte açık bir savaş başladı. Ortaya çıkan Q hareketi, ülkeyi neredeyse ikiye böldü ve bugüne kadar yapılmış gizli işleri ifşa etmeye başladı. Bu harekete destek veren milyonlarca kişi var ve bunların başında Trump geliyor. Ortaya atılan çok büyük iddialar var; Örneğin Hillary Clinton’un sildiği 30.000 mail ve bunların ifşasından sonra gündeme oturan PizzaGate olayı gibi.. Commet Ping Pong adlı pizzacıya şifreli şekilde verilen çocuk siparişlerinin gündeme sızmasıyla birçok iş adamı, üst düzey bürokrat, sanatçı isimleri bu dava ile anılmaya başlandı ve işler her geçen gün giderek çirkinleşmeye devam ediyor.
Şimdi sizlere Adrenochrome nedir kısaca bahsetmek istiyorum. Adrenochrome, vücutta salgılanan adrenalinin oksitlenmiş hali yani kimyasal bir uyuşturucudur. Vücut bu kimyasalı korku veya heyecan sırasında gerçekleşen adrenalin patlaması ile salgılar. Etkileri arasında çok etkileyici görsel renk, mutluluk, zindelik, kontrollü halüsinasyon, duyuların güçlenmesi, icat yeteceği, acı ve mutsuzluğa karşı duyarsızlaşma, yaşlanmanın P’ye yakın yavaşlatılması, erkeklerde ise iki kat fazla cinsel güç etkisi vardır. Bağımlılık yaratan diğer kimyasallardan çok daha etkili ve güçlüdür, o yüzden daha çok bağımlılık yapar ve kullanılmadığında inanılmaz hızlı çöküş yaşatır. Bağımlı olup Adrenochrome’a ulaşamayan kişilerin sol gözlerinin çevresinde morarma ve genel anlamda çok hızlı şekilde gelişen yaşlılık belirtileri oluyor.
Adrenochrome genelde 0-9 yaş aralığındaki çocuklardan elde edilir ve kalitesi kurban edilen insanın yaşı ve ölüm anında salgıladığı adrenalin miktarına bağlıdır. Bu sebeple en kaliteli Adrenochrome, 9 yaş altı çocukların işkenceye ve dehşete sokulması vasıtasıyla elde edildiği söyleniyor çünkü küçük bir çocuk bir yetişkinden daha saf olduğu için hissedecekleri korkunun farkı, salgılanan adrenalinin kalitesini belirliyor.
Peki bu kimyasal nasıl elde ediliyor? Potansiyel kurban işkence yöntemine maruz kalıyor ve ölüm süresi mümkün olduğunca uzatılıyor, bu sayede vücudun salgıladığı Adrenochrome miktarı çoğalıyor ve kurban öldürüldükten sonra boynun arka kısmından şırınga yardımıyla kimyasal emiliyor.
Adrenochrome elitler için çok önemli fizyolojik ve psikolojik besin kaynağıdır. Darkweb’de dozunun fiyatı 30.000$ ile 50.000$ arasında değişiyor. Dünya üzerinde çocuk kaçakçılığı probleminin bu denli büyük olmasının sebebi de budur.
Sizlere bir kaç ülkenin 2019 yılı kayıp çocuk vaka sayılarından bahsetmek istiyorum; ABD 460.000, İngiltere 112.000, Almanya 100.000, Hindistan 96.000, Kanada 104.531, İspanya 20.000 .. Her yıl yerkürenin çeşitli yerlerinden bir sürü çocuk kaçırılıyor, yeraltı tünellerinde eziyet görüyor, birilerine satılıp cinsel istismara maruz kalıyor ve kan emici elit kesimin ölümsüzlük iksiri oluyor.
Son bir kaç aydır Amerika’da askerlerin sebepsiz yere sokaklara inmesi konuşuluyordu. Aynı anda Avrupa’nın bazı ülkelerinde de eş zamanlı askerler sokaklarda görülüyordu. Geçtiğimiz ay New York’ta Central Park üzerine bir hastahane kuruldu ve tedavi için yer bulamayan kişilerin burada tedavi edilecekleri söylendi.
Bu hastahanenin kurulmasının hemen ardından orada çalışan bazı hemşireler diğer meslektaşlarına ve tanıdıklarına bazı ses kayıtları gönderdiler ve bu kayıtlar dışarıya sızmaya başladı. Kayıtlarda ‘Central Park’ın altında çok fazla ve derin tüneller olduğu, hatta bu tünellerin New York’un bir çok yerine yayıldığı ve tünellerin içerisinde sayısız çocuk olduğu, bu çocuklara cinsel istismar yapıldığı, çocukların yaşlarının çok küçük olduğu hatta bazılarının bugüne kadar hiç güneş görmediği, kafeslerde tutuldukları ve yine çocuklardan bir kısmının bazı organlarının da olmadığı, çocukların bazı ayinlerde kullanıldığı, organlarının bile satıldığı’ söyleniyordu. Bu ses kayıtları bir anda Amerika’nın bir sürü yerinden gelmeye başladı.
Tünellerden çıkan çocukların sırasıyla en fazla Ortadoğu, Afrika, Amerika ve Avrupa’dan getirildiği, sayılarının çok fazla olduğu ve genelde ABD pasaportu olmayan, illegal yöntemlerle ülkeye giriş yapan çocuklar olduğu söyleniyor. Hemen ardından yine Amerika’nın çeşitli bölgelerinde insanlar yeraltında patlayan bomba sesleri duyduklarını ve sallantılar hissettiklerini paylaşıyorlardı. Haberlere yansıdığına göre bazı eyaletlerde 5 saat içerisinde 15 deprem oluyordu ve halk bunun yeraltında çocukları kurtarmaya çalışan askerlerin çatışmaları olduğunu söylüyordu. Yine eş zamanlı olarak bu tatbikatların Avrupa’da da olduğu, İngiltere’den yer altında çıkan yangın görselleri paylaşıldığı da söylentiler arasında. Bu iddialar insanlar arasında dolaşan, kanıtlanmamış iddialar olsa da yine geçtiğimiz ay Trump’ın internetteki manidar paylaşımı “Tünelin sonundaki ışığı gördük” ortaya atılan iddiaların gizli kapaklı şekilde gerçek olduğu ve tünellerde gerçekleştirdikleri temizlik operasyonun da sonuna geldiğini işaret eder nitelikteydi. Amerika gündemini yoğun bir şekilde meşgul eden tünelden kurtarılmaya çalışılan çocukların varolduğu iddialarının üzerine bu konuya Trump tarafından gönderme yapılması, tüm halkı bu iddiaların gerçek olduğu düşüncesine sürüklemiş oldu. Bu olaylar sürerken New York limanına askeri bir hastahane gemisi yanaştı ve buradan kurtarılan çocukların yine orada da tedavi edildikleri söylentiler arasındaydı.
Bir süredir üst üste çıkan bu teoriler veya iddialar Amerika’da gündemi oldukça meşgul etse de, basında bu konuda sansür uygulandığı da aşikar. Yayınlanan video veya açıklamalara sosyal medya üzerinden kısa sürede sansür gelse de, bazı kişiler hala bu haberleri yapmaya ve halkı uyanışa davet etmeye devam ediyor.
Elitlerin, Hollywood yıldızlarının, siyasilerin ve genel anlamıyla küreselcilerin satanist eğilimleri, pis oyunları gün ve gün ortaya çıkmaya başladı. Bahsedilen elitler arasında Madonna, George Coolony, George W. Bush, Barack Obama, Hillary Clinton, Lady Gaga, Brad Pitt, Adam Sandler, Celine Dion, Kate Moss, Johnny Deep, Tom Cruise, Marina Abramovich, Jim Carrey, Tom Hanks ve daha bir çokları yer alıyor.. Yıllardır hiç değişmeyen, güzelliğiyle ve cildinin pürüssüzlüğüyle adından söz ettiren hemen hemen her ünlünün Adrenochrome kullandığı ve Trump başkanlığından beri Adrenochrome’a ulaşımın zorlaştığı iddiasıyla bahsi geçen elitlerin 2016’dan bu yana fiziksel olarak değişimleri net şekilde gözlemlenebiliyor. Trump başkanlığına karşı çıkan isimlerle bahsi geçen elit isimlerin örtüştüğünü de görebilirsiniz.
Farklı bir iddia ise Kraliçe Elizabeth ve eşinin de bu eğilimde olduğu ve torunu Harry’nin de Amerika’ya yerleşip ailesinden bu sebeple uzaklaştığı hatta belki de bu konuda Amerikan hükümetine istihbarat sağlamış olabileceği yönündedir. Kraliçe’nin ünvanının bile bu dava sebebi ile elinden alınmış olabileceği veya yakın zamanda bu davadan kurtulabilmek için kendi ölümünü düzenleyebileceğini de konuşulan olasılıklar arasında.
Bahsi geçen iddialarla ilgili bugüne kadar pek bir açıklama yapılmasa da, Amerikan halkı konunun sürekli takibini yapıyor, peşini bırakmıyorlar. Her gün sosyal medya üzerinden kurdukları haberleşme ağları sayesinde ellerindeki verileri birbirleriyle paylaşıyorlar. Herkes gibi ben de bu işin bir an önce açıklığa kavuşmasını, çocukları kaçırıp onlara işkence yapan herkesin yargılanmasını diliyorum. Umarım dünya çapında yer altında kurdukları şehirlerde sapkın geleneklerini sürdüren her bir yaratık, bu işten paçasını kurtarmadan adalete teslim edilir.
Dokundukları, istismar ettikleri her bir çocuğun kanıyla beslenip kendini daha güzel hisseden her bir elit, umarım yakında kendi kanlarıyla sınanırlar. Ayrıca; Teşekkürler Q.