Birleşmiş Milletler genel kurulunda yapılan yeni dönem toplantılarında ki konuşmalar dünya düzeninin nasıl şekillendiğini ,görüş ve düşünce farklılıklarının artışını, bununla birlikte sonraki süreçlerle ilgili iki farklı kavram ortaya çıkardı.
Bunlardan en göze çarpanı uluslararası camianın ana meselelerde gitgide bölünmesi ve aynı safta olduğu bilinen ülkelerin arasında ki görüş ve düşünce ayrılıklarının git gide derinleşmesi..
İkinci olarak ortak kanı olan değişen şartlar ve dengeler etrafında kurulması istenen yeni bir dünya düzeni…
Ana meselelerde ki uyumsuzluk ve fikir ayrılıkları Trump’ın yaptığı konuşmalarda açık seçik bir şekilde gözlerin önüne serildi. Aslında Trump’ın İran yaklaşımı yapılan nükleer anlaşmada dahil olmak üzere dış ticaret rejimine kadar farklı tek yanlı tutumu müttefikleri ile de ortamı iyice geriyor ve gerginliği tırmandırıyor.
Trump’ın Genel Kurul’daki konuşması, bu ayrışmayı kendi kişisel karakterine de uygun bir ideolojik temele oturtmaya çalıştığını gösteriyor. Örneğin, ABD’nin yıllar önce önayak olduğu ve yaydığı “küreselleşme” kavramı artık onun nazarında geçerli değil. Onun yerine “vatanseverlik doktrini”ni ön plana çıkarıyor. Bu onun “Önce Amerika” sloganına uygun bir dış politika hedefi. Aynı zamanda kendisinin bencil, hırslı, kavgacı, kibirli karakterinin de bir yansıması…
Sebepleri ve gerekçeleri ne olursa olsun, sonuçta bu tutum, yeni ayrışmalara ve bloklaşmalara yol açıyor.
Birleşmiş Milletler’de Macron’un yaptığı konuşma Trump’ın düşünceleri ile büyük bir tezatlık olduğunu gösterdi. Fransa Cumhurbaşkanı Macron geniş tabanlı bir işbirliği üzerinde duruyor.
Aynı zamanda İran’a karşı Amerika’nın girişimlerini ve uyguladığı politikayı da yanlış bularak karşı çıkıyor.
Birleşmiş Milletler’de Başkan Erdoğan’ın gerçekleştirdiği konuşmasında asıl dikkat çekmek istediği nokta yeni dünya düzeni ile ilgili önceliklerdi.
Erdoğan üzerinde durduğu görüşlerden biri daha önceden de gündeme getirmiş olduğu ve tartışmalara sebep olan “Dünya Beşten Büyüktür” sloganı ile ilgilidir.. Bu düşünceye göre Güvenlik konseyi’nin yapısı Rusya,ABD,İngiltere,Çin ve Fransa’nın veto hakkına sahip olması şu an ki içinden geçilen sürece ve şartlara uymuyor. Yapılması istenilen çok öncelerden kurulmuş bu yapıda artık bir değişikliğe gidilmesi ve diğer üye olan ülkelere de rotasyonla bu hakkın verilmesi gerektiğidir.
Tabi ki Beş büyükler bu düşünce ve görüşü benimsemiyorlar bir bakıma bu düşünceyi de veto ediyorlar. Bunların yanı sıra Afrika,Asya,Latin Amerika ülkeleri Türkiye’yi destekleyen bir duruş içindeler. Türkiye bu konuda boş durmuyor büyük lobi faaliyetleri gerçekleştiriyor ve büyük bir umutla Genel Kurul’dan bir değişiklik kararı çıkmasını bekliyor .Yaşanılan süreç çok çetrefilli ve çetin. Dost görünenlerin arka kapılar arkasında ki çalışmaları sekteye uğrarsa bir ihtimal olarak görünmekten uzağa gitmeyeceği düşüncesi ile bekleyelim görelim ….